• Kalça ekleminin gelişimi
  • Gelişimsel kalça displazisi sıklığı
  • Sebepler
  • Teşhis/ Diagnoz
  • Kalça Ultrasonografisi
  • Kalça ultrasonu ne zaman yapılmalı
  • Hastalığın derecesi
  • Terapi
  • Prognoz

Kalça ekleminin gelişimi :

Doğumla beraber kalça ekleminin gelişimi ( matürasyonu ) tam olarak tamamlanmamıştır. Bu matürasyon dönemi bebek 3 aylık olana kadar devamlılık gösterir.Kalça eklemindeki patolojiler erken dönemde farkedilirse tedavi edilebilir. Kalça ekleminin gelişimsel patolojileri iki ana sınıfta değerlendirilebilir

1 ) Kalça eklemi displazisi ( bacak kemiğinin kalça ekleminde oturduğu çanak bölgenin yeterince gelişmemesi ve düz kalması )

2 ) Kalça eklemi luxasyonu ( kalça ekleminde çıkık )

 

Sıklığı :

GKD'nin Türkiye'deki görülme sıklığının 1000 canlı doğumda yaklaşık 5 ile 15 arasında olduğu öngörülmektedir. Bu da ülkemizde her yıl tedavi edilmediği takdirde sakat kalma olasılığı olan yaklaşık 14-18 bin yenidoğan ile karşılaşıldığı anlamına gelmektedir.

Sebepler :

Kalça çıkıkları ( kalça eklemi luxasyonu ) kız çocuklarında erkek çocuklarına göre  6 kez daha sık görülmektedir, fakat kalça eklemi displazisi genelde kız ve  erkek çocuklarında eşit sıklıkta izlenmektedir.  Sol kalça ekleminde bu hastalık daha fazla görülmektedir. Bebeğin hamilelik dönemindeki karın içindeki pozisyonu ve hamilelik dönemindeki hormonal değişikliklerin bu hastalıkta rol oynadığı düşünülmektedir.

Gelişimsel kalça displazisi alt extremitenin ve omurgaların başka doğumsal anomalileri ile beraber de görülebilir.

İkiz bebeklerde , erken doğumlarda ve sezeryanla yapılan doğumlarda görülme sıklığı artabilir.

Ailede daha önce görülen gelişimsel kalça displazisi vakası varsa riziko artrar

Teşhis/ Diagnoz :

Gelişimsel kalça displazisinin erken dönemde farkedilebilmesi için gold standart ( en önemli tetkik ) kalça ultrasonografisidir. Günümüzde tüm avrupada ve ülkemizde rutin tarama tetkiki olarak tüm yenidoğanlara tavsiye edilmektedir. Kalça ultrasonografisi ülkemizde radyoloji uzmanları, ortopedistler ve pediatri uzmanları tarafından, A. B. D. De genellikle radyoloji uzmanları tarafından yapılmaktadır. Yenidoğan döneminde Ortolani ve Barlow testleri önemlidir. Her iki test de başparmaklar uyluk inferomedialinde, ikinci ve üçüncü parmaklar büyük trokanter üzerinde, kalçalar ve dizler 90 derece fleksiyondayken yapılır ve kalçaların bakısı tek tek yapılır. Ortolani testinde kalça 90 derece fleksiyondayken, abduksiyona alınırken kalçanın bir engelden atlayarak yerine girmesi ikinci ve üçüncü parmak uçlarıyla hissedilir (Şekil 1a). Barlow testinde bakısı yapılan tarafta kalça fleksiyonu azaltılıp adduksiyona alınırken arkaya doğru nazikçe itilir ve asetabulumdan arkaya doğru çıkıp çıkmadığı ikinci ve üçüncü parmak uçlarıyla hissedilir (Şekil 1b). Yaklaşık 100 bebekten 5'inde klinik ve/veya ultrasonografik olarak instabilite saptandığı ancak bunların yaklaşık %90'ının 6.hafta civarında kendiliğinden düzeldiği bildirilmiştir. Bu da bize neden konjenital kalça çıkığı yerine GKD teriminin kullanıldığını kanıtlamaktadır.   Doğumda hemen tümü kıkırdak olan asetabulum ilk 3 ayda hızla kemikleşirken eklemde yerleşik femur başının baskısıyla şekillenir. Yenidoğan kalçası iki yöntemle GKD açısından taranabilir. Evrensel taramada tüm yenidoğan kalçaları yaşamın en geç ilk 4-6 haftasında ultrasonografik olarak taranırlar. Seçici taramada ise risk faktörü taşıyan ve/veya en az bir fizik bakı bulgusu pozitif olan bebekler yaşamlarının en geç ilk 4-6 haftasında ultrasonografik olarak taranırlar.   

Yenidoğan kalçası ağırlıklı olarak kıkırdak yapıda olduğu için direk radyografi ile değerlendirmek zordur. Bu dönemde asetabulum femurbaşı ilişkisini en iyi kalça ultrasonografisi (USG) ortaya koyar ve radyolojik tanıda yaşamın özellikle ilk 6 ayında kalça USG altın standarttır (Şekil 4). Kalça USG'nin en önemli olumlu yönleri hızlı ve kesin tanıya olanak vermesi, çocuk için x-ışını içermediğinden zararlı olmamasıdır. Olumsuz yönleri ise deneyim gerektiren pahalı bir yöntem olması ve son derece hassas olduğu için fazladan tedaviye neden olabilmesidir.    

Kalça ultrasonu :

Kalça ultrasonu ağrısısz bir yöntemdir ve hiçbir zararı veya yan etkisi yoktur. Merkezimizde tüm dünyada uygulanan Graf tekniği ile yapılan ultrasonografi uygulanmaktadır.

Bebek mümkünse karnı tok iken hatta en ideali uyurken sakin bir şekilde bu tetkik gerçekleştirilmelidir, bu şekilde 5 dk içinde tüm işlem bitirilip tamamlanabilir.. Eğer bebek huzursuzsa ( açlık dolayısı ile veya başka etkenlerden dolayı ) tetkik 10-15 dk kadar uzayabilir ve hem ultrasonu yapan doktor hem de bebeği tutanlar için herşey daha zorlaşır.

Yenidoğan kalça ultrasonografisi bebek lateral dekübitus pozisyonunda, kalça ve diz yarı fleksiyon- da, 15-20 derece iç rotasyonda yatarken yapılır. Bu pozisyonda femurun trokanter majorü tam olarak lateralde ve probun altındadır. Ultrason aletimizdeki kalça ultrasonu programı sayesinde otomatik olarak tetkikin değerlendirilmesi anında gerçekleştirilir. Bu değerlendirilmede alfa ve beta açıları dediğimiz açılar ölçülerek değerlendirilir. Bu değerlendirme aşağıdaki tabloya göre yapılır.

Kalça ultrasonu ne zaman yapılmalı ?

Avrupanın birçok ülkesinde geçerli olan uygulama ilk taramanın birinci doğum haftası içinde ve ikinci taramanın da 6. Hafta içinde yapılması şeklndedir. Ülkemizdeki uygulamada ise 4.-6. Haftalar içinde tek tarama yapılmaktadır. Gerekli görülen bebeklerde sonrasında 12. Haftada kontrol istenir.

Hastalığın derecesi :

Hastalığın derecesinin belirlenmesinde ultrasonda ölçülen alfa ve beta açıları önemlidir. Alfa açısı ne kadar büyükse kalça eklemi o kadar iyi gelişme göstermiş demektir.

Graf yöntemine göre yenidoğan kalça ultrasono- grafisinin sınıflandırması 

Ti p Ia   alfa> 60  beta < 55 

Ti p Ib   alfa> 60  beta > 55 

Ti p IIa  alfa =50 – 59  beta > 55  3 aydan küçük

Ti p IIb  alfa =50 – 59  beta > 55  3 aydan büyük

Ti p IIc  alfa = 43 - 49  beta < 77 yaşınının önemi yok

Ti p D   alfa = 43 – 49  beta > 77 

Ti p IIIa  alfa < 43  beta > 77  Kapsül yukarı doğru, kıkırdak dejenerasyonu yok

Ti p IIIb  alfa < 43  beta > 77  Kapsül yukarı doğru, kıkırdak dejenerasyonu var

Ti p IV   alfa < 43  beta > 77  Kapsül horizontal veya aşağı

Terapi :

Elde edilen sonuçlara göre eğer bir terapi yapılması gerekiyorsa bunun bir an önce gerçekleştirilmesi gerekir böylelikle gereksiz operasyonlar yapılması önceden önlenmiş olur. Terapideki hedef kalça ekleminin gelişiminin olgunlaşmasının devamının sağlanabilmesidir.

Tip I kalça eklemleri normal gelişimi gösterir hiçbir işlem yapmayı gerektirmez. Tip IIa kalça eklemi normal tarama zamanında elde edildi ise takibi yapılmalıdır, takipte gelişme görülmez ise tedaviye ihtiyaç duyulur.

Tip IIb ve c, Tip III, Tip IV kalçalar çocuk ortopedistleri tarafından değerlendirilip bir an önce zaman kaybetmeden gerekli tedaviler uygulanmalıdır.

Prognoz :

Olguların çok büyük bir kısımında doğru ve zamanında tedavi ile kalça ekleminin normal gelişimine ulaşdığı görülmektedir. Abartılı fazla forse edilen tedavilerde bazen bacak kemiği başına zarar verme riski olduğu gibi yetersiz yapılan tedavilerde de displazi sekellerinin kalabildiği izlenmektedir, bu sekellerin kalması durumunda ilerki dönemde ameliyat gibi tatsız ek terapilerin yapılması gerekebilir.

FAKAT BAŞARILI BİR TERAPİ İÇİN HERŞEYDEN ÖNCE EN ÖNEMLİ ETKEN DOĞRU VE ERKEN DÖNEMDE YAPILACAK TEŞHİSTİR